Pino'nun Defteri

Tutulma

Derdin kendindendir bilmiyorsun,
derman yine sendedir görmüyorsun,
koskoca alem içinde yerleştirilmiş,
sen kendini hâlâ küçük bir şey mi zannediyorsun?
Hz. Ali

Ay Kova’da, Güneş Aslan’da, Merkür retro, Mars retro, Satürn retro. Yüzyılın en uzun ay tutulması da dolunay ile sahnede. Tam bir cümbüş var semalarda. Ayrıntıları enerjisi içinize sinen, size sıcak gelen bir astroloğun yazısından okuyabilirsiniz. Bendeki çağrışımlarını paylaşacağım burada.

Epeydir yazıyorum, değişime, dönüşüme kapılar açıldı diye. Benim ilginç bakışıma göre, 27 Temmuz akşamı bunu tescilliyor. Matrix üçlemesinin en önemli tiradlarından biridir: “Başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır Neo.” Olan budur. Edebi metinler gibi. Giriş, gelişme, sonuç. Ve elbette her son bir başka başlangıca işaret eder. Ve öyledir…

Bitmesi gereken ne varsa, gitmesi gereken kim varsa, bitmesine/gitmesine izin verseniz nasıl olurdu?

Sorgulamaya başladı iseniz bu bir başlangıç. Ya da belki sondasınız, yeni başlangıçların eşiğindesiniz. Omuzunuzda size ait olmayan yükler, içinizde kaynağı belirsiz öfke hissedebilirsiniz. Gerçek, bu size mi ait?

Yürüdüğünüz yol, sizin yolunuz. Bu yolda yürürken size ait olan ne varsa kucaklamaya gönüllü müsünüz? Hayalleriniz, kimselere göstermek istemediğiniz yönleriniz, içinde bulunduğunuz değişim/dönüşüm, farkında olduğunuz ve atmak istediğiniz/atmaktan çekindiğiniz kabuklarınız dahil. Bunlar için sizden başka herkesin algısını/yargısını nerede bu kadar hayati kıldınız?

Ya habire takılıp tökezlediğiniz, düşüp bir yerlerinizi incittiğiniz taşı oraya siz koyduysanız? Ya geçmek istediğiniz, hep orada olduğunu bildiğiniz köprü eskimişse/çürüdüyse, sisler arasında çökmüş olduğunu görmediyseniz?

Yenilgiye uğradığınızı düşündüğünüz/algıladığınız yerlere gerçekten baktınız mı? Kaynağı dışarıdakiler mi içinizdekiler mi? Kendinizin en acımasız yargıcı olduğunuzu biliyorum. Tüm yönlerinizi, kendinizden dahi sakındığınız özelliklerinizi fark etmeye gönüllü müsünüz?

Akışa güvenerek, harekete geçmek gerektiğinde ilk adımı atıp başlayarak, yüreğimizi ve algılarımızı açarak yolumuzda ilerlesek nasıl olurdu?
Yolda yürürken elbette yalnız değiliz. Bir gülümseyiş ya da bir çift söz ile katkı gelir. Ve biz de bir başkası için katkı oluruz. Yine bir Matrix tiradı ile bağlayayım: “Er ya da geç, benim farkettiğim gibi, sen de anlayacaksın ki Neo, yolu bilmek ve o yolda yürümek farklı şeylerdir.

Birliğimizi anımsayarak, algımız ve yüreğimiz açık, hayallerimizi takip edip yolumuzda ilerlemeye devam.
Cesaret, umut, sevgi ve ışıkla…

error: Content is protected !!