Pino'nun Defteri

Kış…

Kıymetini bil çiçek açmış bademin

Güneşli odanın, çamurlu sokağın

Beyazın, siyahın, yeşilin

Pembenin kıymetini bil

Oktay Rifat

Annem eline geçen ne varsa değerlendirmeyi severdi. Yenen meyvenin çekirdeği, kabuğu, kalan kısmı, küçülmüş atkıların, hırkaların, sökülebiliyorsa, yünü örneğin. Saksılara çekirdek, bitki dalı sokuşturmayı da severdi. Her defasında uğraşmayacağım der, her defasında içi rahat etmez, bunlarla ilgilenirdi.

12.12’de Hakk’a yürüdü. Yeryüzündeki yolculuğunu tamamlarken, babam gibi, annem de kucağımda gitti. İlahi Olan’ın takdiri…

Tanrı’nın bana bağışladığı yeteneklerin bir kısmının ayırdındayım. Bunların doğrultusunda, vicdan ve iç sesime uyarak yaşamın akışında bulunmaktır gayretim. Tıpkı annemin böyle olmam için desteklediği gibi…

Geçtiğimiz tuhaf iki buçuk senede insani ilişkilerimizin ne kadar da zayıfladığının farkında mısınız? Nasıl da kolayca bölünebildiğimizin? Aynı evin içinde bile yabancılaşabildiğimizin?

Birisiyle görüştüğünde, buluştuğunda orada ol can. Tüm varlığınla. Oyalayıcılarla ilgilenme. Telefondaki o gönderi, televizyondaki o dizi o andaki insanca deneyiminin bir parçası değil aslında. Ve hoşça kal derken, tüm içtenliğinle sarıl.

Bakış açını biraz değiştirdiğinde ya da üzerinden biraz zaman geçmesine izin verdiğinde, meselelerin o kadar da çözümsüz olmadığını zaten kavrayacaksın.

Elinden gelenin en iyisini yap can. Yolculuğunun ve Dünyanın temelde senden beklediği bu. Vicdanını dinleyerek, sevgiyle ve ahenkle elinden gelenin en iyisini yapman. Deneyimlediğin duyguları yaşaman ve ardından bu duyguların akıp gitmesine izin vermen.

Daha önce defalarca yazdığımı yineleyeceğim: “An”da seçim yapabilirsin can. Tutumunu seçmek elinde. Bunun nasıl bir istenç gerektirdiğinin farkında olmadığımı sanma sakın. Ancak bunu gönüllü olarak alıp kabul ederek yaşamı sürdürdüğünde, yaşam deneyiminin hakkının verileceğine inanıyorum.

Hoşça kal anne. Varlığın ve koşulsuz sevgin için şükran.

Pınar Elif Karabal

error: Content is protected !!