Çeviri

Ya Hayattaki Amacınız Mutlu Olmaksa?

Mutluluk Hakkında Farkında Olmadığınız 6 Zarar Verici İnanç (*)
Gary Douglas

Mutlu olmak aslında düşündüğümüzden daha kolay. Mutluluğu sabote eden ve onu eşikte tutan bariyerler ya da aptalca inançların, koşullarımızdan ziyade, mutluluğu nasıl elde edeceğimize dair yanlış kanılarla ilgisi var.

Burada kilit nokta, bu zarar verici ve sınırlayıcı inançların ötesini görmek. Elbette bunu yapabilmek için öncelikle bu inançların neler olduğunu bilmek gerekiyor.

1. Mutluluğun bir seçim olduğunu idrak etmiyoruz

Kendimizi ikna ettiğimiz en büyük yalan, mutluluğun bizim seçimimiz olmadığıdır. Bunun yerine, mutluluğu dışardan bize gelen olarak görürüz. Ancak tüm gerekli kutulara tik atarak X’e, Y’ye ya da Z’ye ulaştığımızda elde edeceğimiz bir durum olarak.

“İşte o zaman mutlu olacağız.

Mutluluğu bir varış noktası gibi görerek, her anda mutlu olma ve mutluluğu seçme kapasitemizden kendimizi ayırırız.

Hayat bir seçimler dizisidir.

Yaşamınızda seçmediğiniz hiçbir şey yok; iyi, kötü ve çirkin. Bunu kabul etmesi her ne kadar zor olsa da, bu edinebileceğiniz en güçlendirici aydınlanmalardan biridir.
Ne yapmayı seviyorsunuz? Ya daha fazlasını yapmayı seçseydiniz?
Bu kadar kolay olabilir mi? Ya öyleyse?

2. Mutluluğun ne olduğu hakkında sabit fikirlerimiz var

Küçük yaşlardan itibaren, mutluluğun neye benzediğine dair ebeveynlerimizden, arkadaşlarımızdan,televizyon, filmler ve dergiler gibi geniş çaplı etkileyicilerden edindiğimiz izlenimleri temel alan fikirler geliştiririz.

Mutluluğun ne olduğu düşüncemizi kuvvetlendirdikçe, ona erişmek içi yapmamız gerekenler konusunda katılaşırız. İşte bu karanlık taraf ya da mutluluğun giderek kararması!

‘Mutluluğun bu versiyonu benim için doğru mu?’ diye sormadan ‘doğru seçimler’ yapmaya ya da ‘doğru yolu’ izlemeye çabalarız. Doğru olabilir de olmayabilir de. Ancak bunu o sabit bakış açılarının ötesine bakmaya başlamadan bilemezsiniz.

Ya bugün mutlu olmanıza izin verseydiniz? Mutlu olmak için gerekli olduğuna karar verdiğiniz her ne ise realitenizde bulunmadığı halde? O zaman ne mümkün olurdu?

3. Mutluluğu koşullu hale getiriyoruz

Belli koşullar sağlanana kadar mutluluğu beklemeye alma eğilimimiz var. Eğer 5 – 10 kilo vermeden, rüyalarının evini bulmadan, tatile gitmeden mutlu olamayacağınızı düşünüyorsanız, mutluluğun sizin dışınızda ve sizden ayrı olduğu fikrini benimsemişsiniz demektir.

Şimdi mutlu olmaktan kendini alıkoyuyorsun.

Kaç kere mutlu olmak için belli bir şeye ihtiyacın olduğuna karar verdin? Sadece o şeyi elde etmek… Yine de mutlu değildin? Bunu hep yapıyoruz. Artık duralım mı?

Bunlar mutluluğunuzu sabote eden aptalca inançlardan başka bir şey değil.

4. Temele mücadeleyi koyuyoruz

Mutlulukla ve hayatla ilgili en büyük yalanlardan birisi de, genellikle, zor olması gerektiğidir.

Hatta zor oluşuna değer veriyoruz. Neden? Böylece bir engelin üstesinden geldiğimizde mutlu olabiliriz çünkü onu kazandık. Ve mutlu olmazsak bir bahanemiz var, çünkü hayat zor, değil mi?

Bu benim bakış açım değil ve sizinki de olmak zorunda değil. Mücadeleyi sizin için mutluluktan daha değerli kılmayı bıraktığınızda, mutlu olmayı seçmeye gerçekten başlayabilirsiniz.

5. Mutlu insanları bencil ve hatta tuhaf olarak görüyoruz

Ne kadar sıklıkla yoğun sevinç deneyimlediniz ve diğerleriyle paylaştınız ki sadece şüpheli veya küçümseyici bir şekilde tepki göstersinler?

Böylece neşenizi kısıp ve hatta hepsini baskılayıp sonrasında kadranı yine mücadeleye çevirrsiniz.

Bunun ne için olduğunu gördüğünüzde, mutlu olmak için ne kadar sıklıkla yanlış yaptığınız konusunda netleşirsiniz. Benzer şekilde, mutluluğun çevresinde suçluluk hissi deneyimlemiş olabilirsiniz, özellikle de önemsediğiniz kişiler değilse.

Bu size tanıdık geliyor mu? O halde şunu düşünün: ‘Diğer insanların hayatlarına mutlu olduğumda mı daha fazla katkıda bulunabilirim yoksa mutsuz olduğumda mı?’

Mutluluğun karanlık tarafını mı merak ediyorsunuz? Pekâlâ! Bu nokta, tam da burada gerçeği vurgulamakta.

6. Mutlu olmaktansa haklı olmayı tercih ediyoruz

İşte bu kocaman bir tane.

Pek çoğumuz başkalarıyla hatta yabancılarla çatışma halinde olmaya çok fazla zaman harcıyoruz. Bir başkasının, ister eşiniz ya da bir politikacı, bir gazeteci veya anneniz olsun, davranışı veya bakış açısına sinirleniyorsanız kendinize sorun: ‘Haklı olmak mı istiyorum mutlu olmak mı?’

Sizin için mutlu olmak haklı olmaktan daha önemli hale geldiğinde, mutluluk gerçekliğiniz olur.

Herkesin farklı bakış olduğunu kabullendikçe, kişileri onların hatalı ve sizin haklı olduğunuza ikna etme ihtiyacınız azalır. Puan kazanmaya bakmayı bırakıp onun yerine mutluluğu seçersiniz.

Bu özgürlüktür ve değişimi yaratmak istiyorsanız, ailenizde ya da dünyada, onu yarattığınız yer burasıdır.

“Hayat bir dizi seçenek, sürekli bir yaratımdır.

Siz yaratıcısınız. Keyfini çıkarın! İyi eğlenceler. Parmaklarınızın ucundaki özgürlük ve kuvveti duyumsayın. Seçimlerinizi sizi nereye götüreceğini tam olarak bilmek zorunda değilsiniz ancak mutluluğu ne kadar çok seçerseniz o kadar çok mutluluk hayatınıza gelir ve geleceğiniz muhteşem olur.

Düşünce Besini

Ya hayattaki amacınız mutlu olmaksa? Ve eğer öyleyse, hemen şimdi ne yapmayı seçerdin?

(*) Access Consciousness® sisteminin yaratıcısı Gary Douglas tarafından kaleme alınmış olan bu yazı, marriage.com internet sitesinde 5 Ağustos 2019 tarihinde yayınlandı. Katkı olması niyetiyle çevirisini yapıp paylaşıyorum. Işık ola.
Ve öyledir…

error: Content is protected !!