Pino'nun Defteri

Hayat Bayram Olsa? Neden Olmasın?

Sorunlarımız hakkında konuşmak en büyük bağımlılığımız. Bu alışkanlığı kıralım. Sevinçlerimizden konuşalım.
Rob Dial

Yarın bayram. Pek çok yerde eski bayramları anlatan hikâyeler paylaşılmaya başlandı bile. Ve tabii ki ona eşlik eden özlem dolu iç çekişler de. Neden böyle? İlişkilerimizi dört bir yandan sınırlı, parlak ekranlar içinden sürdürmeye çalıştığımız için olabilir mi? Kapı komşumuzu yaşanmışlıklarıyla değil de sosyal medyada paylaştıkları nedeniyle aldığı yorumlarla yargıladığımız için olabilir mi? Peki ya paylaşımda bulunabileceğimiz, sevdiklerimizle bir araya gelebileceğimiz dokuz günü tatil algısına çevirdiğimiz/çevrilmesine izin verdiğimiz için olabilir mi? Kendi kutsalımıza anlayış/hoşgörü/saygı beklerken karşımızdakinin kutsalına bunlardan herhangi birini göstermediğimiz için olabilir mi?

Sorular böylece gider. Okurken sizin de aklınıza düşenler oldu, eminim. Niye bu kadar uzun bir nedenler listesi var? Ve niye bunların hepsini hepimiz biliyoruz aslında? E, hepimiz insanız, özümüz bir. Bir havuz düşünün ki ezelden ebede insanlığın tüm duyguları, hisleri, sevinç çığlıkları, ağıtları, her şey ama her şey orada duruyor. Ortak hafıza, kolektif bilinç ya da nasıl ifade ederseniz. Bunu hemen hepimiz biliyoruz aslında. Derinlerde bir yerde olsa da. Böyle bir kaynakla bağımız olmadığını söyleyebilir miyiz?

Yarın kalıp halinde, birbirine benzeyen bir sürü mesaj gelecek telefonunuza. Siz öyle yapmasanız da epeydir görmediğiniz birilerini örneğin, iki dakikalık bir süreç için arasanız? Size de iyi gelmez mi? Yaşamımızda bir değişiklik yapıp sevinçlerimizi çoğaltmaya çalışsak? Elbette yapabilirsiniz, yapabiliriz. Bahane bulmak hep en kolayıdır, biliyorsunuz. Yaşam biraz da yürüdüğümüz yola döşediğimiz taşlar değil midir?

Ve yine, sorularla açığa çıkan ne varsa şifalanmasını seçerseniz, öyle de oldu. Açılan boşluklar ilahi ışıkla dolsun. Çok şükür.

Yaşam sizsiniz…

Cesaret, umut, sevgi ve ışıkla…

error: Content is protected !!