Mart 2021
Mart 3
“Nefretin ortasında, içimde yenilmez bir sevgi olduğunu buldum.
Gözyaşlarının ortasında, içimde yenilmez bir gülümseme olduğunu fark ettim.
Kaosun ortasında, içimde yenilmez bir sakinlik olduğunu keşfettim.
Tüm bunların arasından kavradım ki kışın ortasında, içimde yenilmez bir yaz varmış.
Ve bu beni mutlu etti. Çünkü bu, dünya ne kadar üzerime gelirse gelsin, içimde zorlukları geri püskürten daha güçlü, daha iyi bir şeyin var olduğunu söylüyor.”
Albert Camus
Mart 9
Etrafta gördüğünüz ya da göremediğiniz ne varsa sizin parçanız. Merhaba dediğiniz güneş, onun parıltısı ardında gözünüze çarpmayan yıldızlar, içinize çektiğiniz hava, yoldaşlık eden ağaçlar, kulak verdiğiniz kuşlar…
Bugün hem kendinizi hem yaşadığımız Dünya’yı onurlandırsanız nasıl olurdu? Bir kediye gülümseseniz, bir ağaca sarılsanız örneğin?
Cesaret, umut, şefkat, sevgi ve ışıkla…
Mart 13
“Kendi şarkınızı ne kadar kendinize özgün bir biçimde söyleyebilirseniz, kendi enerjinizin sizinle ilgili enerjiler ve Dünya’nın kendisiyle dans ettiğini o kadar özgürce hissedebilirsiniz. Ve geldiğiniz Varlığa daha da yakın olursunuz.
Buraya yanıtlar bulmaya gelmediniz. Buraya dansa katılmaya, kendiniz olmaya ve dans edip şarkı söylerken hizmet etmek ve öğrenmek için daha dengeli yollar bulmaya geldiniz.”
Q’uo, The Law of One (Bir’in Yasası)
Mart 20
Oğlunun fakir olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmesini isteyen kasabalı zengin bir baba, onu birkaç günlüğüne bir çiftçi aileyle yaşamaya getirmiş.
Çocuk orada 3 gün 3 gece kalmış. Otomobille kasabaya dönerken, babası sormuş:
“Nasıl geçti bu kısa seyahatin?”
“İyi.” diye yanıtlamış çocuk.
“Ya deneyimin?” diye ısrar etmiş babası. “Bir şey öğrendin mi?”
Çocuk yola bakarak anlatmaya başlamış:
“1, bizim bir köpeğimiz var, onlarda ise dört tane.
2, bahçeye gelen arıtılmış su havuzuna sahibiz. Oysaki onların kristal berraklığında su, balık ve diğer güzel şeylerin olduğu bir nehirleri var.
3, bahçemizde elektrik lambalarımız var, ama onları aydınlatacak yıldızlar ve ay var.
4, bahçemiz yalnızca çitlere kadar uzanıyor. Onlarınki ise ufka kadar.
5, yiyeceklerimizi satın alıyoruz; onlar yetiştiriyor, hasat ediyor ve pişiriyorlar.
6, yemeğimizi hazırlamak için mikrodalgayı kullanıyoruz. Onların yemekleri yavaş ateşte pişirilir. Bu da pişirdikleri şeyin çok daha lezzetli olmasını sağlıyor.
7, müzik için CD’leri dinliyoruz. Burada ise kuşların, cırcır böceklerinin ve diğer hayvanların ısrarcı bir senfonisini duyuyorsun ki tüm bunlar, bazen yeryüzünde çalışan bir komşunun şarkısı eşliğinde.
8, kendimizi korumak için alarm çitleriyle çevriliyiz. Onlar açık kapılarla yaşıyorlar, komşularının dostluğuyla korunuyorlar.
9, telefona, bilgisayara, televizyona bağlıyız. Onlarsa hayat, gökyüzü, güneş, su, tarlalar, hayvanlar, gölgeler ve ailelerle birlikteler.”
Baba, oğlunun sözlerine ne diyeceğini bilemedi. Oldukça etkilenmişti. Çocuk babasına döndü ve,
“Bana ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için teşekkür ederim.
Her gün fakirleşiyoruz çünkü artık doğadan ve birbirimizden uzaklaşıyoruz.” diyerek sözünü bitirdi.
Not: Bu öykünün temeli sosyal medyadan alıntı. Çeviri olduğunu düşünüyorum. Kimi yerlerine ekleme ya da çıkarma yaparak düzenledim. Mutlu hafta sonları:)
Mart 21
“Kozmos uçsuz bucaksız, yaşayan bir bedendir ve biz onunla ‘bir’iz.
Güneş, atımları küçücük damarlarımızda dolaşan kocaman bir kalptir. Ay, sonsuza değin ondan etkileneceğimiz görkemli bir sinir merkezi.
Her anda içimizde zarifçe dalgalanan yaşamsal bir güç var.
Bahar ekinoksunun bu gününde, Dünya’yı sevmenin bizi değiştirdiğini, savunmak, korumak ve kutlama yapmak için harekete geçirdiğini anımsamamız gerek.
Ve Dünya’nın da bizi sevdiğini hissettiğimizde, bu duygu ilişkimizi tek yönlü bir sokaktan kutsal bir bağa dönüştürür.
Kozmostaki tüm sevgili dostlarıma, Mutlu Bahar Ekinoksu!”
Ayşe Nilgün Arıt (Türkçeleştirme: Pino Mac)
Mart 26
“Kendinizi bütünüyle sevin ve kabul edin. Olduğunuz gibi sevin. Yalınca kendinizi sevdiğinizde, en iyi çalışmalarınız, en iyi anlarınız, neşeniz, huzurunuz ortaya çıkar ve sağalma gelir. Kendinizi sevdiğinizde, dünyaya muhteşem bir armağan vermiş olursunuz ve diğerlerine de aynısını yaparak, kendilerini sevmeleri için izin vermiş olursunuz.
Öz sevginin keyfine varın. Onunla sarmalanın. Tıpkı güneşin altında olduğu gibi, öz sevginizde güneşlenin.”
Melody Beattie
Mart 31
“Kardeşlerinden nefret etmekle kalmayıp onlarla kavga eden, üstüne Doğa Ana’yı taciz edip hatta ona saldıran bir kültürü anlamakta zorlanıyorum.
İnsan tüm yaratılanları sevmeli yoksa hiçbirini sevemez. Sevgi senin ve benim için bir gereklilik. Gereklilik çünkü ruhumuz sevgiyle beslenir. Sevgi olmadan benlik saygımız zayıflar, cesaretimiz söner.
Sevgi olmadan dünyaya kendimize güvenerek bakamayız artık ve onun yerine içe döner, kendi kişiliklerimizden beslenmeye başlar ve parça parça kendimizi yok ederiz.”
Şef Dan George
Pınar Elif Karabal
* Tırnak içinde yer alan çeviri ve/veya uyarlama: Pınar Elif Karabal