Şubat 2021

Şubat 1

Yaşamımdan mutluyum. Yaşamımdaki tüm insanlar için müteşekkirim.

Haydi derin bir nefes alalım, bugüne değin kat ettiğimiz yola bir bakalım, teşekkür edip devam edelim:)

~~~

Bu sağlıklı, güzel, sevecen, her geçen gün güçlenen beden için müteşekkirim.

Bedenimiz makine değildir can. Yaşayan, kendini sağaltabilen, içsel dengesi olan, bu Dünya’nın bir parçası olan organizmadır. Senin bir parçan:)

~~~

Bu sabah uyandığım için müteşekkirim. Yaşamımı daha iyi hâle getirebilmek için verilmiş şansa şükran.

Bu sabah aynada gözlerinin içine bakıp kendine gülümsedin mi can? Öyleyse şimdi mırıldanarak ya da yüksek sesle kendine söyle;

Senden özür dilerim’
Lütfen beni affet.
Seni seviyorum,
Teşekkür ederim.

Şubat 8

‘Bu değişen zamanlarda ilerlerken… kendinize karşı yumuşak olun ve birbirinize karşı yumuşak olun. Yeni bir şeyin başındasınız. Var olmanın yeni bir yolunu öğreniyorsunuz. Alışkın olduğunuz yang modlarında daha az çalıştığınızı göreceksiniz.

Geçmişte olduğu gibi A noktasından B noktasına varmak için çok çalışmayı bırakacaksınız, bunun yerine kendinizi bütün olarak ve içindeki yerinizi deneyimlemek için daha fazla zaman harcayacaksınız.

Orada bir hedefe gitmek yerine, kendinize daha derin bir yolculuk yapacaksınız. Annenizin büyükannesi bunu nasıl yapacağını biliyordu. Atalarınız bunu nasıl yapacaklarını uzun zaman önce biliyorlardı. Dişil prensibin gücünü biliyorlardı… ve DNA’larını bedeninizde taşıdığınız için, bu bilgelik ve bu varoluş biçimi içinizde.

Onu arayın. Çağırın onu. Atalarınızı içeri davet edin. Yang temelli alışkanlıklar ve gezegenimizdeki çürüyen kurumlar çökmeye başlarken yukarı bakın. Bir esinti kıpırdıyor. Güneşi kanatlarınızda hissedin.’

13 Yerli Büyükanne Konseyi’nin Mesajı… (Türkçesi: Nora Flowers)

Şubat 13

“Bir insan, bizim evren dediğimiz bütünün, zaman ve mekânla sınırlı bir parçasıdır. Bilincinin bir tür optik yanılsaması olarak, kendini, düşüncelerini ve duygularını diğerlerinden ayrı bir şey olarak deneyimler.
Bu yanılsama bizim için bir tür hapishanedir, bizi kişisel arzularımızla ve bize en yakın birkaç kişiye karşı şefkatle sınırlandırır. Görevimiz, tüm canlıları ve tüm doğayı güzelliğiyle kucaklamak için şefkat çemberimizi genişleterek, kendimizi bu hapishaneden kurtarmak olmalıdır.”

Albert Einstein

Şubat 17

‘Yüreğin kendini onarır. Endişelenmen gereken zihnindir. Anılarını kilitlediğin yerdir zihin, cam kırıkları misali seni kesen parçaları tuttuğun yer. Gece seni uykusuz bırakan, ağlamana neden olan, seni defalarca, defalarca ezip geçen zihindir.
Zihnin bırakmasına izin vermesi için onu ikna etmen gerekir çünkü yüreğin nasıl iyileşeceğini zaten biliyordur.’

Nikita Gill

Şubat 21

Varlığın yeryüzü için değerli can. Sen değerlisin. Aksini söyleyenlere kulak verme. (Çok konuşan zihnine bile;)

Burada oluşunun bir sebebi var. Yolculuğunu yapmak üzere geldin ve Yaradan’la bağın var. Işık’tan özünü hatırlasana. Yüreğini sımsıkı sar. O sana gerçeği fısıldar.

Cesaret, umut, şefkat, sevgi ve ışıkla…

Şubat 27

Dolunay Karşılaması

Acele etmeden, hemen ardından ne olacak diye düşünmeden, nazikçe akalım gün içinde. Sessiz ağaçların arasında yürüyelim. Yaşamlarımızı onlarınkine bakarak biçimlendirmemiz için öyle cesur ve nazikler ki.

Aynada kendimize öpücük atalım, özellikle de batırdığımızı düşündüğümüz zamanlarda. (‘Mantıksız’ beklentileri karşılamıyor olmak sorun değil:))

Taze havayı, temiz suyu, ağaçlardaki kuşları övelim. Övgü neşe yaratır.

Hadi, dışarısı soğuk bile olsa bir pencere aç. Otur, gözlerini kapat. Nefes al. Bırak hava nehri kirpiklerinden, parmak uçlarından, çıplak ayak parmaklarından geçsin. Nefes al, nefes ver.

Güneş ve Ay damarlarında yükselene kadar nefes al. Farklı olmak için hiçbir şeye gerekesinim duymayana değin nefes al.
‘Bir gün birisinin veya bir miktar şansın bir fırsat ve mutluluk vermesini sabırla beklemek’ dışarı,
‘Daha yüksek bir bilinç ve neşe düzlemi seçmek’ içeri…

Ay olumlu düşünmeye değer verir. Olumlu düşünmek sanrısal olmak değildir. Dışsal çevreyi biçimlendirmek için içsel işleyişin kontrolünü eline almayı öğrenmektir.

Var olanı her daim değiştirebiliriz. Bu dünya sosyal bir yapıdır. Yeniden yapılandırılabilir, yeniden inşa edilebilir. Eğer yalnızca Ay’ın ışığı altında yeniden imgelersek…”

Ayşe Nilgün Arıt (Türkçeleştirmesini ben yaptım:))

Pınar Elif Karabal

* ^{Tırnak içinde yer alan çeviri ve/veya uyarlama: Pınar Elif Karabal}